Büyükuğurlu, çocuklarımızın düşünme ayarları ile oynadı. Önceleri tek mercekten bakan ve buna bağlı olarak da mekanik düşünen çocuklarımız Büyükuğurlu aracılığı ve Çocuklar İçin Felsefe yoluyla analitik düşünmeyi ve itiraz etmeyi öğrendiler. Buna sebep olan şey Büyükuğurlu’nun sorgulamaya yönlendiren etkinlikleriydi. Aynı zamanda yarattığı demokratik sınıf iklimi ile de çocuklara ifade alanı açarak onların birey olma yolundaki güvenlerini güçlendirdi.Öte yandan sınırları çizilmiş müfredat içinde çocukların zihnen sınırların dışına çakabilecekleri , kendilerini kısıtlamadan ifade edebilecekleri zamanlara da yine Büyükuğurlu’nun dersleri sayesinde kavuşmuş oldular. Bu açıdan ÇİF’nin ve Büyükuğurlu’nun çocuklarımıza katkıları çok fazla olmuştur.
Çocuklar için felsefeyi, çocuklara sorulan yapılandırılmış açık uçlu sorulardan ibaret sanıyordum. Tuğçe’nin uygulamaları ile çocuk kitaplarından temalar belirleyerek ilerlemek, çocuğa görelik ilkesinin uygulanması, çocuk odaklı yaklaşımı ve çocuğu özne olarak görmesi yaptığı işe inancımı arttırdı. Zihnimdeki çocuklarla felsefe çalışmak ama “Nasıl çalışmalı?” sorusuna cevap oldu. Her seçtiği kitabın bir odağı vardı. Odağında belirlenen sorularla çocuklar jimnastik yapıyordu. Nitelikli çocuk edebiyatına merakları artan öğrenciler okuma alışkanlığı geliştiriyorlardı aynı zamanda. Benim de bir çok nitelikli çocuk edebiyatı eseriyle buluşmamı sağladı. Soru sormaya dair merakları artan çocukların öğrenmeye dair de merakı pekiştiğini gözlemledim. Teşekkürler Tuğçe!